18 Ekim 2010 Pazartesi

OSMANLI PADİŞAHLARI

YILDIRIM BAYEZİD(1389-1402)
Saltanat Sırası:4
    1360  yılında  Edirne'de dünyaya geldi.Babası I.Murad,annesi Gülçiçek Hatun'du. Adı babaannesinin babası Türkmenler'in Ede-Balı diye andığı Ebâ Yezîd'den geliyordu. Küçük yaştan itibaren zamanın en seçkin alimlerinden ilim öğrendi. Değerli kumandanlardan askerlik, sevk ve idare dersleri alarak büyüyen Bayezid, 1381 yılındaKütahya' ya vali tayin edildi. Aynı yıl Devlet Hatun ile evlendirilen Bayezid, 1385'te kardeşi Savcı Bey'in ayaklanmasını bastırdı. Babası I. Murat'la birlikte Haçlı Ordusu'na karşı Kosova Meydan Savaşı'nda savaşarak, düşman güçlerinin bozguna uğratılmasında önemli rol oynadı. I. Murat, bu savaş sonunda bir Sırplı tarafından şehid edilince, babasının vasiyeti uyarınca 1389 Haziran'ında ordu komutanları tarafından tahta çıkarıldı.
Kosova Savaşı'nı fırsat bilen Anadolu Beylikleri ayaklanma girişiminde bulunmuşlardı ancak Yıldırım Bayezid kendisine karşı ittifak eden Anadolu Beylikleri üzerine yürüyerek AydınoğullarıSaruhanoğullarıGermiyanoğullarıMenteşeoğulları veHamitoğulları beyliklerini ortadan kaldırdı. Rumeli'yi güvenlik altına almak için Sırplarla anlaşan Bayezid, Sırp Prensi Lazar'ın kızı Despina'yla evlendi ve sürekli bir ordunun Macar sınırında kalmasını sağladı. Ancak Vuk Barnkoviç'in topraklarını genişletmek istemesi üzerine Bayezid Üsküp'ü aldı.
Kendilerini Selçukluların mirasçısı olarak gören Karamanlılar, Osmanlıların büyümesini istemiyorlardı. Bu rekabete rağmen I. Bayezid, kızı Nefise Sultan'ı Karamanoğlu beyi Alaeddin Ali Bey ile evlendirdi. Amacı Rumeli'de yaptığı fetihlere devam ederken, Karamanoğulları'ndan gelecek olası bir saldırıyı önlemekti. Ancak yeni kurulan akrabalık da bu düşmanlığı önleyemedi ve Alaeddin Ali Bey 1386'da Osmanlı topraklarına saldırarak bazı yerleri işgal etti. Bunun üzerine iki beylik Konya'da savaştı ancak Osmanlılar kazandı. Af dileyen Ali Bey'in özürü kabul edilerek beyliğinin devamına izin verildi.

16 Ekim 2010 Cumartesi

OSMANLI PADİŞAHLARI

MURAD HÜDAVENDİGAR(1362-1389)
Saltanat Sırası:3
Orhan Bey'in oğlu olup, 1326'da Bursa'da doğdu. Küçük yaştan itibaren devrin alimleri tarafında büyük bir ihtimamla yetiştirildi. Daha sonra Lala Şahin Paşa'nın yanında idare ve harp bilgilerini öğrendi. Ağabeyi Rumeli Fatihi Süleyman Paşa'nın 1359'da vefatı dolayısıyla Rumeli'deki ordunun kumandasına getirildi. Kısa bir müddet sonra da babasının vefatı üzerine Bursa'ya davet edilip, Osmanlı tahtına geçti (1360). 

Murat Han, ağabeyi Süleyman Paşa'nın başlattığı Rumeli fetihlerini büyük bir siyasi deha ile kısa zamanda geliştirdi. 1362'de Edirne'yi fethederek devlet merkezini buraya taşıdı. Anadolu'daki Türkmen aşiretlerini, fethettiği bölgelere yerleştirerek bölgede Türk nüfusunun çoğunluğu ele geçirmesini sağladı. Bu göçler sayesindedir ki, Osmanlı Türkleri Viyana önlerine kadar ilerledi ve Rumeli'de Osmanlı hakimiyeti beş yüz yıl devam etti. 

Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerleyişini durdurmak için Papa V. Urban'ın teşvikiyle Macar, Sırp, Bosna, Eflak ve Bulgar kuvvetlerinden meydana gelen bir haçlı ordusu Sırpsındığı savaşında Hacı İlbeyi komutasındaki birliklerce bozguna uğratıldı (1364). Bu büyük zaferi Yanbolu, Samaku, Gümülcine, İskeçe, Kavala, Dırana, Serez ve Karaferye gibi önemli kalelerin fethi takip etti. Bu arada hareket halindeki Osmanlı akıncıları Vardar'ı geçip Sırbistan, Bosna, Arnavutluk ve Dalmaçya'ya kadar uzanarak Adriyatik Denizi'ne dayandılar.


15 Ekim 2010 Cuma

OSMANLI PADİŞAHLARI

ORHAN GAZİ (1326-1362)
Saltanat Sırası:2
İkinci Osmanlı padişahı. 1326'da, babası ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey'in vefatıyla tahta geçmiş, Osmanlının beylik döneminden devlet olma sürecine doğru olan atılımlarında büyük rol oynamış, Osmanlı devlet teşkilatının kurucusu olmuştur. Padişahlığı döneminde Ankara, Bursa ve Rumeli Osmanlı topraklarına katılmış, Marmara ele geçirilmiştir. Yaya adındaki ilk sürekli ordunun, Divan örgütünün, vezirlik teşkilatının, vakıf sisteminin ve adli teşkilatın kurulması, ilk Osmanlı yasalarının toplattırılması, gümüş para bastırılması, ilk kadı ve subaşı atamalarının yapılması, sancaklara kadıların gönderilmesi, İznik'te ilk medresenin açılması Orhan Gazi döneminde gerçekleşen önemli olaylardır. Orhan Gazi, babası Osman Gazi'den 16 bin km² olarak devraldığı toprakları oğlu Murad Hüdavendigar'a 95 bin km² olarak devretmiştir.1288'de Söğüt, Bilecik'te dünyaya geldi. Babası Osmanlı Devleti ve hânedânının kurucusu Osman Gâzi, annesi Şeyh Edebâli’nin kızı Mal Hâtun'du. Küçük yaştan itibaren büyük bir disiplin içinde yetiştirildi. Şeyh Edebali ve Dursun Fakih gibi bilginlerden ders alan Orhan Gazi, küçük yaşlarda Bizans'la olan savaşlara katılmaya başlamıştı. Kumandanlık ve devlet idaresi gibi konularda tecrübe kazanmaya başlayan Orhan Gazi, babasının sağlığında beyliğin yönetim işlerinde etkin biçimde görev alıyordu. Orhan Gazi, o dönemde Bilecik valisiyle nişanlı olan ve daha sonra alayı tutsak edilen Yarhisar valisinin kızı Holofira ile 1299 yılında evlendi. Holofira daha sonra Nilüfer adını aldı. Nilüfer Hatun, Osmanlı hanedanına giren ilk yabancı kökenli gelindi. Orhan Gazi'nin daha sonra üçüncü Osmanlı padişahı olan oğlu Murad Hüdavendigar, Nilüfer Hatun'dan dünyaya geldi.
Osman Bey, 1311 yılında Orhan Bey'e Sultanönü ve çevresinin yönetimini verdiğinde Orhan Gazi henüz 23 yaşındaydı.



14 Ekim 2010 Perşembe

OSMANLI PADİŞAHLARI

OSMAN GAZİ (1299-1326)
Saltanat Sırası:1
1258'de Söğüt'te, Ertuğrul Gazi ve Hayme Hatun'un çocukları olarak dünyaya gelen Osman Gazi, 1281 yılında Söğüt'te Kayı Boyu'nun yönetimine geçti. Henüz 23 yaşındayken Kayı Boyu’nu yönetmeye başlayan Osman Gazi’nin, aşiretin önemli kişilerinden biri olan Ömer Bey'in kızı Mal Hatun ile yaptığı evlilikten, kendisinden sonra Osmanlı'nın başına geçecek oğlu Orhan Gazi adında bir oğlu oldu. Osman Gazi’nin daha sonra evlendiği, Ahi Şeyhleri’nden Edebali'nin kızı Bala Hatun'dan da Alaeddinadında bir oğlu vardı.
1283 senesinde babası Ertuğrul Bey'in ölümü üzerine onun yerine Anadolu Selçuklu Devleti'nin uçbeyi olan Osman Bey, beyliğini başına geçtikten sonra ilk iş olarak,Türkmen boylarını etrafında topladı. İlk Osmanlı savaşı olarak bilinen, 1284senesindeki, Bursa'nın İnegöl kazasına 10 km uzaklıkta bulunan Hamzabey köyündekiErmeni-Beli savaşında, Osman Gazi’nin yeğeni Baykoca şehit düştü. Takip eden sene Osmanlı tarihindeki ilk kale fethi olan Kulaca Hisar'ın fethi gerçekleşti.
Osman Bey, büyük uçbeyi olduktan sonra isyanlar, kargaşalar ve taht kavgaları içinde olan Bizans’ın durumunu değerlendirerek, İmparatorluk üzerindeki faaliyetlerine başladı. Selçuklu Sultanı III. Alaüddin Keykubad’ın, Eskişehir ve İnönü bölgelerini Osman Gazi'ye vermesinin ardından, 1291 yılında İnegöl Tekfuru ile savaşıpKaracahisar'ı alarak, Sakarya taraflarına akınlar düzenleyen Osman Gazi, amcası Dündar Bey’i, Bizans Tekfurları ile ilişki kurduğu için1298 yılında öldürttü.
Karacahisar, BilecikYarhisar, İnegöl ve Yenişehir'i Osmanlı topraklarına katmasının ardından 1288'de beyliğin başkentini Bilecik'e taşıyan Osman Gazi, birçok tarihçi tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş tarihi olarak kabul edilen 1299'da "büyük uçbeyi" oldu.
Bizans ile yapılan ilk savaş olan Koyunhisar Savaşı'nın kazanılmasıyla, Osman Bey'in adı ve Osmanlı BeyliğiAnadolu çapında tanınmış oldu. Buna dayanarak bazı tarihçiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş tarihi olarak 1299 yerine, Koyunhisar Savaşı'nın kazanıldığı 27 Temmuz 1302 olarak kabul ederler. Savaşın bir başka sonucu da Anadolu'dan, Osman Bey'in safında savaşmak üzereBatı Anadolu'ya yapılan ve Osmanlı’nın ilerlemesini hızlandıracak sonuçlar doğuran göçler oldu.


18 Mart 2010 Perşembe

BİLEĞİNDEKİ KUVVET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR

   Üstteki fotoğraf TBMM de olan bir kavgada çekilmiş.Görüntü yabancı değil,peki bu meclislerimizde yaşanan ilk kavga mı? Hatırladığımız kadarıyla ilk kavga değil.Peki hatırlamadığımız...
Osmanlı Meclisi'nde olan kavgalardan ilki Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşanmıştır.Sadrazam Hadım Süleyman Paşa ile üçüncü vezir Hüsrev Paşa'nın 28 Kasım 1544'te Divan-ı Hümayun'da birbirlerine hançer çekerek saldırmaları sonucu azledilmeleri ve bundan dolayı çok üzülen Hüsrev Paşa'nın menfasında açlık grevi yaparak intihar etmesidir.

15 Mart 2010 Pazartesi

GERÇEKLERE EL'VEDA'

Zülfü Livaneli'nin yazıp yönettiği Veda Filmi produksiyonu ve duygusal yoğunluğuyla etkileyici bir çalışma.Bununla birikte çarptılmış aktarmalardan,yanlış ve eksik bilgilenmekten önemli yanlışlar bulunuyor.
Zübeyde Hanım:Atatürk'ün annesi, Selanik ortamında Zübeyde Molla olarak tanınırmış.Oysa filmde tavrı,giyim kuşamı hele çoğu sahnede başının açık olması mollalığı/dindarlığı ile çelişiyor.Bu sahneden biriside oğlunu karşılamak için saçı açık olarak sokağa çıktığı andır.Bu, o dönem için imkansızdı.
Sarıklı Çocuk:Sarıklı mahalle mektebi çocukları yanlış çünkü sarık sarmak için en azından hocalık, imamlık derecelerine ulaşmak gerekiyordu.

9 Mart 2010 Salı

SADRAZAM RUM MEHMET PAŞA

29 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alması Avrupa da ve Dünya da büyük şaşkınlık yarattı.İslam dünyasında ise bayram havası vardı.Kahire'de Memluklular günlerce fener alayı tertip ettiler,Güney Hindistan'a egemen olan Timur'un torunları elçi göndererek İstanbul'un Fatihi'ni kutladılar,Abbasi Halifesi, İstanbul'un fethinde şehit düşenlerin ruhlarına bütün camilerde Kur'an okuttu.Dünya ayağa kalktı;şaşkınlık ve saygıyla selamladı bu büyük fethi ve onun 21 yaşındaki fatihini.İstanbul'un fethinden sonra halledimesi gereken en önemli konu şüphesiz Çandarlı meselesiydi.Fatih Çandarlı Halil Paşa'dan çok çekmişti.Şehzade iken babası 2.Murat'ın Manisa'da tespihe oturması üzerine iki kez devletin başına geçme fırsatı yakalamış ancak Çandarlı gibi Paşaların"Devlet'in varlığı tehlikede."demeleri üzerine padişahlığı tekrar babasına teslim etmek zorunda kalmıştı.Neticede Fatih Çandarlı'yı idam etti.

3 Mart 2010 Çarşamba

Türk Olmak

Aslında çok şeydir, Türk olmak.
Türk olmak, Osmanlı’nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.


Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.

22 Şubat 2010 Pazartesi

BAŞLANGICIN SONU


Mehmet Reşad 1909 yılında tahta çıktığında 65 yaşındaydı.Daha öncden hiçbir devlet tecrübesi yoktu.İttihat ve terakki liderlerinden Enver Paşa'nın etkisi altındaydı.Osmanlı'nın 1.Dünya Savaşına girmesine neden olan Karadenizdeki Rus limanlarının bombalanması Enver Paşa'nın emriyle olmuştur ve bu olaydan padişahın sonradan haberi olmuştur.1918 de ölen Mehmet Reşat'ın ölmesi üzerine tahta Mehmet Vahidedtin çıktı.Onunda daha önce hiçbir devlet tecrübesi olmamıştı.Dünya Savaşı bitmiş Mondros Ateşkes imzalanmıştı.Osmanlıyı savaşa sokan Enver,Cemalve Talat Paşalar 3 Kasım 1918 gecesi bir Alman harp gemisiyle İstanbul dan gizlice ayrıldılar.İşgal sırasın da İstanbul da bulunan İngilizler Dolmabahçe Sarayı'nın merdivenlerinde fotoğraf çektirirken İtalyan deniz kuvvetleri de padişahın penceresinin altında talim yapacak kadar ileri gittiler.Padişah Vahidedtin ise sarayında umutsuzluğuna haps olmuştu.Yunanlılar 15 Mayıs 1919 günü İzmir'i işgal etti.İzmir de yaşayan Rumlar tarafından sevinç gösterisi içinde karşılanan Yunanlılar'ın asıl hedefi Bizans'ı yeniden kurmaktı.Türkleri göçe zorlamak için köyleri yakıp yıktılar oradaki halka işgence ettiler.20 Mayıs 1919 da Sultan Ahmet meydanında işgali protesto için toplanan halka konuşma yapan Halide Adip'in şu sözleri tarihe geçti"toprağın üstünde şerefsizce yaşamaktansa toprağın altında yaşamayı şeref sayarız."Bu miting üzerine sadrazam Damat İbrahim Paşa 31 Mayıs ta her türlü toplu gösteriyi yasakladı.Mustafa Kemal Samsun da halkı direniş için örgütlemeye başladığı sırada Harbiye nazırlığı Mustafa Kemal'i acil olarak İstanbul'a çağırdı.Sivas ve Erzurum kongrelerinden sonra askerlikten istifa eden M.Kemal İstanbul da kapatılan meclisi Ankara da açmak isteyince Nisan 1920 de şeyhülislam tarafından idama mahkum edildi. İdam kararının altında Sultan Vahidettin'in de imzası vardı.23 Nisan 1920 de meclisi açan M.Kemal şeyhülislam tarafından yapılan dinsiz suçlamalarına karşın meclsi cuma namazını kıldıktan sonra açtı ve açılışta kurban kesildi.10 Ağustos 1920 de Sevr Anlaşması imzalandı.Ankara hükümeti anlaşmayı imzalayanları vatan hayini ilan etti.Anlaşmayı imzalayan heyet içinde Damat Ferit Paşa da vardı.1 Kasım 1922 de Saltanat kaldırıldı ve son cuma selamlığı 10 Kasım da Hamidiye Camii nde yapıldı.Hutbe de asırlardan beri halifenin adı bahsedilmiyordu.Saltanat kaldırıldıktan sonra Vahidettin İngiliz işgal kumandanı Hamilton'a bir mektup yazdı ve İngiltere'nin himayesinde İstanbul dan ayrılmak istediğini yazdı.Kısa süre sora Sultan Vahidettin Malaya  savaş gemisiyle Malta'ya  götürüldü.Meclis hilafet makamına Abdülmecid Efendi'yi getirdi.Abdülmecid Ankara meclisine yakınlığıyla tanınırdı.O da devlet işlerinde daha önce görev almamıştı.29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edildi ve 622 yıllık Osmanlı İmparatorluğu son buldu.Cumhuriyet'in ilanından sonra Abdülmecid'in görevini gösterişli tarzda sürdürmesi ve İngilizlerin hilafet makamını yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetine karşı koz olarak kulanmak istenmesi sonucu 3 Mart 1924 Halifelik makamıda son buldu.Karar İstanbul valisi tarafından Abdülmecid'e çalışma odasında tebliğ edildi.Kararname de Osmanlı Hanedan hanedanından kadınlar ve çocuklar dahil herkezin Türkiye Cumhuriyeti'nde oturması yasaklandığı ve sınırsız olarak vatandaşlıktan çıkarıldıkları belirtildi.Ülkeyi terketmeleri için şehzadelere 24 saat,sultanlara ise 10 gün verildi.141 kişilik Osmanlı hanedanlığından iki hafta da ülke sınırları içerisinde kimse kalmamıştı.Hanedan üyelerinin çoğu  geri dönme isteği içindeydi fakat geri dönebilmeleri için kadınların 28,erkeklerin 50 sene beklemeleri gerekmekteydi. Böylece bir devletin başalngıcı bir devletin sonu oldu.

KAYNAK:Osmanoğlu'nun Sürgünü(Belgesel)
                                                                                                       Hüseyin Taşdemir

18 Şubat 2010 Perşembe

OSMANLI DEVLETİ (?-1923)


   
Bu güne kadar Osmanlı Devleti hakkında hiç birşey bilmeyenin bile bildiği tek şey kuruluş tarihi ,nerede kurulduğu ve kim tarafından
kurulduğuydu.Bu konu hakkında bu güne kadar bildiklerimiz şöyleydi,
Osmanlı Devleti'nin 1299 yılında Osman Bey tarafından İznik'te kurulduğuydu. Ancak,Prof.Dr.Halil İnalcık'ın yaptığı açıklamalar bilinenleri değişti-
recek gibi Hoca'nın açıklamaları şöyle;Osmanlı Devlet'i 1299 yılında 
değil 1302 yılında İznik'te değil Yalova'da kuruldu.Bu açıklamalara Yalova Üniversite'si Rektörü Prof.Dr.Niyazi Eruslu da destek verdi. 
Eruslu; Osmanlı Devleti'nin kayıtlara kurulus tarihihinin 1299 yılı olarak geçtiğini ancak yapılan bilimsel çalışmalar sonucu kuruluşun 1302 yılında olduğunu  ve ayrıca kuruluşun Yalova'da gerçekleştiğini söyledi.Zaten geçmişi hakkında çok bilgi sahibi olmayan bir millet olarak en iyi bildiğimiz konuda değişmek üzere.Şimdi ne yapmalı bildiklerimizi unutmalı mı yoksa yeni bilgilere şimdiden alışmalı mı?
                                                                                                  Hüseyin TAŞDEMİR